Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Eserleri » Tam İlmihal

CEMAAT İMAMINDA ARANAN ŞARTLAR → ← BÜYÜK OĞLUN ÜZERİNE FARZ OLAN BABASININ KAZA NAMAZLARI

CEMAAT NAMAZI

1380- Günlük namazların cemaatle kılınması müstehaptır. Sabah, akşam ve yatsı namazları hakkında, özellikle cami komşuları ve caminin ezan sesini işitenlere daha çok tavsiye edilmiştir. Diğer farz namazları da cemaatle kılmak müstehaptır. (55) Tavaf namazının, güneş ve ay tutulması dışında olan âyât namazlarının cemaatle kılınmasının meşru oluşu kanıtlanmamıştır.

1381-
Muteber bir rivayette şöyle gelmiştir: "Cemaatle kılınan namaz yalnız kılınan namazdan yirmi beş kat daha üstündür.”

1382-
Cemaat namazına itinâsızlık yüzünden katılmamak caiz değildir. İnsana özürsüz olarak cemaat namazını terk etmesi de yakışmaz.

1383-
Bekleyip namazı cemaatle kılmak müstehaptır. Yalnız ve uzun kılınan namazdan, cemaatle kılınan kısa namaz daha iyidir. Yine cemaatle kılınan namaz, ilk vakitte tek başına kılınan namazdan daha üstündür. Ama fazilet vaktinin dışında kılınan cemaat namazının, fazilet vaktinde tek başına kılınan namazdan üstün olması belli değildir.

1384-
Cemaat namazı başladığı zaman, tek başına kılınan namazı ikinci kez cemaate katılarak kılmak müste-haptır. Daha sonra tek başına kılınan namazın batıl olduğu anlaşılırsa, ikinci kez kılınan namaz yeterlidir.

1385-
İmam veya imama uyan, cemaatle kıldığı namazı tekrar cemaatle kılmak isterse, müstehap oluşu kesin olmamakla birlikte sevap niyetiyle (recaen) kılınmasının sakıncası yoktur.

1386-
Namazı batıl olacak şekilde, namazda çok vesveseye düşen bir kimse, eğer sadece cemaatle kıldığı zaman vesveseden kurtuluyorsa, namazı cemaatle kılması gerekir.

1387-
Anne veya baba kendi çocuğuna namazı cemaatle kılmasını emrederse, ihtiyat gereği, çocuğun namazı cemaatle kılması müstehaptır. Elbette anne babanın çocuklarından bir şeyi yapmasını veya yapmamasını istemesi ona olan şefkat duygularından olursa, onlara muhalefet etmek de onlara eziyet olmasına neden olursa, çocuğun muhalefet etmesi haramdır.

1388-
Farz ihtiyat gereği, müstehap namazlar cemaatle kılınmaz. Fakat istiska (yağmur yağması için kılınan) namazı cemaatle kılınabilir. Farz olup da bir sebepten müstehap olan namazlar (örneğin, Hz. Mehdi'nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) huzurunda farz olan Kurban ve Ramazan Bayramları gaybette olduklarından şu anda müstehaptır) cemaatle kılınabilir.

1389-
Günlük namazlardan birini kılan cemaat imamına herhangi bir günlük namaz için uyulabilir.

1390-
kendi günlük namazının kazasını veya kazaya kaldığı kesin olan başkasının kazasını kılan cemaat imamına uyulabilir. Ama eğer ihtiyat olsun diye namazını kaza ediyorsa veya başka birinin ihtiyaten kılınmasını istediği bir kaza namazı kılıyorsa, ona iktida etmek caiz değildir. Ama iktida edenin namazı da ihtiyat namazı olursa, imamın ihtiyat sebebi imama uyanın da ihiyat sebebi olursa uyulabilir. Fakat memumun ihtiyat ederek namazını yeniden kılmasının, başka sebebinin olmaması gerekmez.

1391-
Kıldığı namazın günlük farz namaz mı, yoksa müstehap namaz mı olduğu bilinmeyen imama uyulmaz.

1392-
Cemaat namazının sahih olması için imamla memum (imama uyan) arasında yine imamla diğer memumlar arasında vasıta ve bağlantı olan memumla öteki memumlar arasında bir şey engel olmamalıdır. Engelden kasıt ise, onları birbirinden ayıran şeydir. İster perde veya duvar gibi görünmeyi engellesin, isterse cam gibi görünmeyi engellemesin hüküm aynıdır. Şu halde namazın bütün durumlarında veya bazı hallerinde, iman ile imama uyan ve diğer imama uyanlarla imam arasında vasıta olan kimse arasında böyle bir engel olursa cemaat namazı batıldır. Gelecekte de açıklanacağı üzere kadın bu hükümden istisna edilmiştir.

1393-
Birinci safın uzun olması nedeniyle iki tarafta duranlar imamı göremezlerse, imama uyabilirler. Yine öbür saflardan birinin uzun olması nedeniyle, o safın iki tarafında duran kimseler kendi önlerindeki safı görmeseler de imama uyabilirler.

1394-
Cemaatin safları caminin kapısına kadar ulaşırsa, kapının karşısında ve safların arkasında namaza katılan kimsenin namazı sahihtir. Yine, o şahısın arkasında durarak imama uyanların namazı sahihtir. Hatta onun iki tarafında durup, imama uyan başka biri vesileyle cemaate bağlanan kimselerin de namazı sahihtir.

1395-
Direğin arkasında namaza duran kimse, sağ veya sol tarafında imam uyan vasıtasıyla imama bağlantılı olmazsa, imama uyamaz,

1396-
İmamın durduğu yer, cemaatin durduğu yerden yüksekte olmamalıdır. Ama imamın yerinin çok az bir miktar yüksekte olmasının sakıncası yoktur. Yine, yer meyilli olur ve imam da yüksek tarafta durursa, zemin fazla meyilli olmazsa sakıncası yoktur.

1397-
Cemaatin durduğu yerin imamdan yüksek olmasının sakıncası yoktur. Fakat cemaat namazı kılındığı anlaşılmayacak kadar yüksek olursa sahih değildir.

1398-
Cemaate, iyiyi ve kötüyü ayırt eden baliğ çocuk vesilesiyle bağlanılırsa, onun namazının batıl olduğu bilinmedikçe, imama uyulabilir. Aynı şekilde cemaatle bağlantıyı sağlayan kişi on iki imam şiası olmaz, fakat kendi mezhebine göre doğru namaz kılarsa, hüküm aynıdır.

1399-
İmam tekbir aldıktan sonra, önceki saftakiler namaza ve tekbir almaya hazır vaziyette olurlarsa, arka safta duranlar tekbir alabilirler. Ama ihtiyat gereği ön saftakilerin tekbir almalarını beklemek, müstehaptır.

1400-
Önceki saflardan birinin namazının batıl olduğu bilinirse, arkadaki saflardan imama uyulamaz. Ama, onların namazlarının sahih olup olmadığı bilinmezse, arkadaki saflardan imama uyulabilir.

1401-
İmamın namazının batıl olduğunu -meselâ, imamın abdestsiz olduğunu- bilen bir kimse, imamın kendisi farkında olmasa da, ona uyamaz.

1402-
Memum (=imama uyan), namazdan sonra imamın âdil olmadığını veya kâfir olduğunu veya örneğin ab-destsiz olduğundan namazının batıl olduğunu anlarsa, namazı sahihtir.

1403-
Namazda imama uyup uymadığından şüpheye düşen kimse, bazı alametlere dayanarak iktida ettiğine emin olursa, namazı cemaatle tamamlamalıdır. Ama emin olmazsa, namazını münferit (=cemaatten ayrılma) niyetiyle kendi başına bitirmelidir.

1404-
İnsan, cemaat namazından özrü olmadan ayrılır ve kendi başına namaz kılmaya niyet ederse namazı doğrudur, fakat cemaat namazının sahih olması sakıncalıdır. Münferid kıldığı namazı doğru olarak yerine getirmezse o zaman farz ihtiyat gereği namazını yeniden kılmalıdır. Özrü olması durumunda namazı batıl etmeyen azaltma veya çoğaltma yapmışsa, namazı yeniden kılmasına gerek yoktur. Örneğin başlangıçta münferid olarak namazı kılma niyeti olmayıp Fatiha’yı okumamışsa, rükû halinde böyle bir niyeti olursa, böyle bir durumda namazı münferid tamamlayabilir. Yeniden kılmasına da gerek yoktur. Yine cemaate uymak için bir secde çoğaltanın hükmü de aynıdır.

1405-
İmam Fâtiha ve sureyi okuduktan sonra, ona iktida eden bir özür nedeniyle cemaat namazından ayrılmayı niyet ederse, Fâtiha ve sureyi okuması gerekmez. Eğer özrü olmadan veya imam Fâtiha ve sureyi tamamlamadan ayrılmak isterse, farz ihtiyat gereği Fatiha ve sürenin tamamını okumalıdır.

1406-
Cemaat namazından ayrıldıktan sonra ikinci kez cemaatle kılmaya niyet edilemez. Aynı şekilde yalnız kılmak veya cemaatle kılmak arasında tereddüde düşülür ve cemaatle kılmaya karar verilirse, farz ihtiyat gereği hüküm yine aynıdır.

1407-
İnsan cemaat namazından ayrılmayı niyet edip etmediğinden şüpheye düşerse, ayrılmayı niyet etmediğine karar vermelidir.

1408-
İmam rükûda iken cemaate katılıp rükûda imama yetişirse, imam rükûnun zikrini bitirmiş olsa da, cemaatle kıldığı namaz sahihtir ve bu, bir rekât olarak hesap edilir. Ama rükû miktarında eğilir; ancak rükûda imama yetişemezse, namazı tek başına bitirmelidir. Ayrıca ikinci rekâta yetişmek için namazını bozabilir.

1409-
Rükûda iken imama uyar ve rükû miktarında eğilir; ancak rükûda imama yetişip yetişmediğinden şüphe ederse bu durumda; eğer şüphesi rükû bittikten sonra ise cemaat namazı sahihtir. Fakat rükû bitmeden şüpheye düşerse bu durumda, namazı münferid olarak kılabilir veya ikinci rekâta ulaşmak için namazı bozabilir.

1410-
Rükûda iken imama uymayı niyet eder ve rükû miktarı eğilmeden önce, imam rükûdan kalkarsa, bu durumda; tek başına kılmayı niyet edebilir veya mutlak Allah’a yakınlaşmak niyetiyle secdeye gidip, sonra ayağa kalkıldığında Tekbiretu’l-İhram ve mutlak zikri kapsayacak şekilde niyet ederek tekbiri getirip namazı cemaatle kılabilir, ya da sonraki rekâta ulaşmak için namazını bozabilir.

1411-
Bir kimse namazın evvelinde veya Fâtiha ve sure okunurken imama uyar; ancak rükûya gitmeden önce, imam rükûdan kalkarsa, namazı cemaatle sahihtir.

1412-
İmam namazın son teşehhüdünü okurken yetişip cemaat namazının sevabını almak isteyen kimse, iftitah tekbirini aldıktan sonra oturmalı ve mutlak olarak Allah’a yakınlaşmak kastıyla teşehhüdü imamla okumalı; ama farz ihtiyat gereği selâm vermeden imamın selâm vermesini beklemeli ve daha sonra ayağa kalkmalı, ikinci kez niyet etmeden ve tekbir almadan Fâtiha ve sureyi okumalı ve bunu namazın birinci rekâtı saymalıdır.

1413-
İmama uyan, imamdan ilerde durma-malıdır. Eğer imama uyanlar birkaç kişi olursa, farz ihtiyat gereği imamla aynı hizada durması da sakıncalıdır. Fakat imama uyan bir kişi olursa imamla aynı hizada olmasının sakıncası yoktur.

1414-
İmam erkek ve ona uyan kadın olursa, o kadınla imam arasında veya o kadınla imama bağlantısını sağlayan imama uyan bir erkeğin arasında perde ve benzeri bir şeyin bulunmasının sakıncası yoktur.

1415-
Namaza başladıktan sonra imamla imama uyan veya imama uyanın imama bağlantısını sağlayan bir başka memum arasında perde veya başka bir şey olursa, cemaat namazı batıldır ve münferit olarak namazını kılmalıdır.

1416-
Farz ihtiyat gereği imama uyanın secde yeri ile imamın durduğu yer arasında, bir adımın en büyük ölçüsünden daha fazla uzaklık olmamalıdır. Yine, imama uyanın durduğu yeri ile ön safta duran ve onun imamla bağlantılısını sağlayan diğer bir imama uyanın durduğu yer arasında, secde halindeki bir insanın bedeninin ölçüsünden daha fazla uzaklık olmaması müstehap ihtiyattır.

1417-
Ön taraftan imama bağlantısı olmayan muktedi ile, onun sağ veya sol taraftan imama bağlantısını sağlayan diğer imama uyanlar arasında, farz ihtiyat gereği bir adımın en büyük ölçüsünden daha fazla uzaklık olmamalıdır.

1418-
Namazda imama uyan ile imam veya imama uyan ile onun imamla bağlantısını kuran diğer bir imama uyan arasında büyük bir adım miktarından fazla uzaklık olursa, namazı münferit olarak kılabilir.

1419-
Ön saftakilerin hepsi namazlarını bitirir ve çabucak başka bir namaz için imama bağlanmazlarsa, sonraki safın cemaat namazı batıl olur. Hatta çabucak kalkıp imama bağlansalar dahi sonraki saftakilerin cemaat namazlarının sahih olması sakıncalıdır.

1420-
İkinci rekâtta cemaat namazına katılan kimse, Fatiha ve süreyi okumasına gerek yoktur, fakat kunut ve teşehhüdü imamla okuyabilir. Teşehhüdü okurken el parmaklarını ve ayaklarının ön kısmını yere koyması ve dizlerini kaldırması ihtiyattır. Teşehhütten sonra imamla kalkıp Fâtiha ile sureyi okuması gerekir. Eğer sureyi okumak için vakit yoksa, Fâtiha'yı bitirir, rükûda kendini imama yetiştirir. Fatihayı okuyacak kadar da vakti yoksa fatihayı yarıda keserek imamla rükûya gidebilir. Fakat bu durumda ihtiyat gereği namazını müfrede olarak (=cemaatten ayrı) tamamlaması müstehaptır.

1421-
Dört rekâtlı bir namazın ikinci rekâtında iken imama uyan kimse, namazının ikinci rekâtında -ki imamın üçüncü rekâtı olur- iki secdeden sonra oturup teşehhüdün farz olan kısmını okumalı ve kalkıp üç defa tesbihatı okumaya vakti yoksa bir defa okumalı ve kendini rükûda imama ulaştırmalıdır.

1422-
İmam üçüncü veya dördüncü rekâtta olur ve imama uymak isteyen kimse, imama uyduğunda Fâtiha'yı okuyup rükûda imama yetişemeyeceğini bilirse, farz ihtiyat gereği beklemeli ve imam rükûya gidince, ona uymalıdır.

1423-
Üçüncü veya dördüncü rekâtta imama uyan kim-senin Fâtiha ve sureyi okuması gerekir. Sure için vakit yoksa, Fâtiha'yı bitirmeli ve kendini rükû veya secdede imama yetiştirmelidir. Eğer Fatiha süresinin tamamını okuyacak kadar vakit yoksa, Fatihayı yarıda keserek imamla rükûya gidebilir. Fakat bu durumda ihtiyat gereği, münferid niyeti ederek namazı tamamlaması müstehaptır.

1424-
Sureyi veya kunutu okuduğu takdirde rükûda imama yetişemeyeceğini bilen bir kimse, bilerek süre veya kunutu okur ve rükûda imama yetişemezse cemaat namazı batıldır. Münferid olarak namazını yerine getirmelidir.

1425-
Sureyi okumaya başladığı veya başlamışsa bitirdiği takdirde rükûda imama yetişebileceğine kanaat getiren kimsenin, fazla zaman almayacaksa süreyi başlaması, başlamışsa da tamamlaması daha iyidir. İmama uyduğu söylenmeyecek kadar uzun sürerse süreye başlamamalı, başlamışsa da sonuna kadar okumamalıdır. Aksi halde cemaat namazı batıl olur, ama namazı sahihtir. 1404. meselede açıklandığı gibi münferid olarak vazifesini yerine getirmelidir.

1426-
Sureyi okuduğu takdirde rükûda imama yetişeceğinden ve imama uymasının bozulmayacağından emin olan kimse, sureyi okuyup rükûya yetişemezse, namazı sahihtir.

1427-
İmam ayakta iken cemaat namazına katılmak isteyen, imamın hangi rekâtta olduğunu bilmezse, imama uyabilir. Ancak farz ihtiyat gereği kurbet (=Allah'a yaklaşma) kastıyla Fâtiha ve sureyi okumalıdır.

1428-
İmamın birinci veya ikinci rekâtta olduğunu sanarak Fâtiha ve sureyi okumaz ve rükûdan sonra üçüncü veya dördüncü rekât olduğunu anlarsa, namazı sahihtir. Fakat bunu rükûdan önce anlarsa, Fâtiha ve sureyi okumalıdır. Eğer vakit yoksa, 1423. meselede açıklandığı şekilde amel etmelidir.

1429-
İmamın üçüncü veya dördüncü rekâtı kıldığı sanılarak Fâtiha ve sure okunur; ancak rükûdan önce veya sonra birinci veya ikinci rekâtta olduğu anlaşılırsa, kılınan namaz sahihtir. Fatiha veya süreyi okurken anlarsa onları bitirmesi gerekmez.

1430-
Müstehap bir namaz kılarken, cemaatle namaza başlanırsa, namazı bitirip cemaate yetişeceğine güvenmiyorsa, hatta birinci rekâta ulaşmak için dahi olsa, müstehap namazı bırakıp cemaat namazına katılması müstehaptır.

1431-
Üç veya dört rekâtlı bir namazı kılarken cemaatle namaza başlanırsa, üçüncü rekâtın rükûsuna gitmemiş olur ve namazı bitirip cemaate yetişebileceğine güvenmiyorsa, kıldığı namazı müstehap namaz niyetiyle iki rekât olarak tamamlayıp kendini cemaate yetiştirmesi müs-tehaptır.

1432-
İmam namazı bitirdiği hâlde imama uyan teşehhüt veya birinci selâmda ise, cemaat namazından ayrılmayı niyet etmesi gerekmez.

1433-
İmamdan bir rekât geride kalan kimse, imam son rekâtın teşehhüdünü okurken, parmaklarını ve ayaklarının ön kısmını yere koyup, dizlerini kaldırarak imamın selâmı vermesini bekleyip sonra kalkması daha iyidir. orada münferid niyeti etmesinin de sakıncası yoktur.

55 [Cemaatle kılınan namazda kendisine uyulan zata "imam" denir. Uyan kimseye de "muktedi, me'mum" gibi adlar verilir. Kendi başına namaz kılana da "münferit" denir.]
CEMAAT İMAMINDA ARANAN ŞARTLAR → ← BÜYÜK OĞLUN ÜZERİNE FARZ OLAN BABASININ KAZA NAMAZLARI
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français